Kış Aylarında Ofiste Beslenme Nasıl Olmalı?

Hepimizin bildiği gibi kış aylarının gelmesiyle birlikte havalar da yavaş yavaş soğumaya başlar. Bununla beraber hem hastalıkların çoğaldığı hem de bağışıklık sisteminin düştüğü gözlemlenir. Günümüzde bireylerin çoğu yoğun iş hayatıyla beraber düzenli ve dengeli beslenmeye dikkat etmemektedir. Ofis çalışanları için günün büyük bir kısmı oturarak ve bilgisayar başında geçmektedir. Bunun sonucunda bağışıklık sisteminin düşmesi ya da kilo artışı gibi durumlar gözlemlenebilir. Ancak bu düzende de doğru beslenme sağlanabilir. Yeterli ve dengeli beslenmek sağlığımızın yanında iş performansımızı da arttırmayı sağlar.

Nelere Dikkat Edilebilir?

En önemli şeylerden biri dengeli bir kahvaltıyla güne başlamaktır. Genellikle yoğun tempodan dolayı sabahları poğaça, açma, börek gibi hazır besinlere yönelinir. Bunun yerine yüksek lifli tahıllar yani tam buğday, yulaf, çavdardan yapılmış ekmek ve yanında peynir, domates, salatalık, zeytin gibi besinlerle karbonhidrat, protein, omega-3 ve antioksidanlardan zengin bir içerik oluşturarak hem dengeli beslenmek hem de iş konsantrasyonunu arttırmak mümkün kılınabilir. Günün devamında ise yoğun çalışmadan dolayı enerji düşeceği için öğünlerin atlanmaması gerektiği unutulmamalıdır.

Dikkat edilmesi gerekenlerden bir diğeri de öğünlerdeki karbonhidrat çeşidi ve miktarıdır. Fazla karbonhidrat tüketimi yorgunluk ve halsizlik yaratır. Öğle yemeklerinde eğer imkân varsa dışarı çıkarak yemek yemek, aynı zamanda gün içerisinde hareket etmeye de yardımcı olur. Eğer böyle bir imkân yoksa tercihen evde hazırlanan bir öğünü yemek ya da verilecek siparişte fazla yağ ve fazla kalori içeren besinlerden kaçınmak tavsiye edilir.

Yine lif içeriği yüksek besinler tercih edilebilir. Bu besinler tokluk süresini arttırır. Lifli yiyeceklere enginar, ıspanak, havuç gibi sebzelerle; nohut, fasulye, mercimek, kinoa, mısır gibi baklagiller ve tahıllar örnek verilebilir.

Ara Öğünler ve Su İçmek Unutulmamalı

Ara öğünleri de atlamamak gerekir. Ofiste çalışırken genelde abur cubur tüketimi de fazla olur. Bunlar yerine bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı A ve C vitamininden zengin meyveler ile prebiyotik açısından zengin besinler tüketilebilir. Meyve olarak elma, nar, portakal, mandalina, greyfurt; prebiyotik olarak da kefir, ayran, prebiyotik yoğurtlar, kuşkonmaz, turşu, fermente ürünler gibi besinler tercih edilmelidir.

Ofis ortamında gözlemlenen bir diğer eğilim fazla miktarda çay ve kahve tüketiminin olmasıdır. Bu tür içeceklerin fazla tüketimi su tüketme isteğini azaltır, bu da vücudun su dengesini bozar. Vücutta suyun azalması baş ağrısı, dikkat bozukluğu, yorgunluk gibi sorunlara yol açar. Yaz aylarında olduğu gibi kışın da su tüketimi oldukça önemlidir. Bu yüzden su alımına dikkat edilmesi gerekmektedir. Günlük su alımı 1,5 – 2,5 lt. arasında olmalıdır. Su içmeyi unutmamak için masada bir su şişesi bulundurulabilir. Ayrıca çay ve kahveye alternatif olarak kış aylarında adaçayı, ıhlamur, yeşil çay, ekinezya, kuşburnu gibi bitkisel çaylar tüketmek de faydalıdır.

Hareketsiz Kalınmamalı

Ofis yaşamında maruz kalınan olumsuz şeylerden biri de hareketsizliktir. Hareketsiz kalmamaya özen göstermek, bunun için de çok basit egzersizleri gün içinde ara ara yapmak çok önemli. Örneğin sandalyede otururken kollar ve bacaklar 20 dakikada bir hareket ettirilebilir ya da masa başında yapılan egzersizlerden faydalanılabilir. Varsa asansör yerine merdiven kullanmaya dikkat edilebilir veya bir şeye ihtiyaç duyulduğunda masadan kalkarak işler görülebilir. Bunun gibi ufak çaplı egzersizler, hareketsizliği önlemede yardımcı olacaktır.

PAYLAŞ
WHATSAPP MESAJI