O-Ofis olarak, Kocaeli’de kadın girişimcilerin güçlenmesi ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının desteklenmesi için aktif rol alıyoruz. Sosyal sorumluluk kampanyalarıyla kadınların iş dünyasında daha güçlü olmalarını teşvik ediyor ve fırsat eşitliği için önemli adımlar atıyoruz. Bu çerçevede, kadın meselelerine olan duyarlılığımızı hayata geçirebilmek için 2024’ün yaz döneminde “Türk Sineması ve Kadın” temalı özel bir etkinliğe imza attık.
Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nigar Pösteki ve Dr. İren Dicle Aytaç’ın moderatörlüğünde, “Kadın ve Sinema” başlığı altında kadın karakterlerin başrolde olduğu dört farklı Türk filmini izleyip, analiz ettik.
Yaz süresi boyunca O-Ofis’in terasında sinemaseverlerle buluştuğumuz bu etkinlikte, KOİDER ile de iş birliği yaptık.
Dul Bir Kadının Yaşam Mücadelesi
İlk filmimiz, Şerif Gören imzalı “Kurbağalar” (1985) filmi oldu. Film odağına, Trakya’da bir köyde yaşamını kurbağa toplayarak sürdüren Elmas’ı alır. Kocası öldürülünce genç yaşta dul kalan Elmas’ın (Hülya Koçyiğit) hem çocuğuna bakmak hem de bankaya ve kooperatife olan borçlarını ödeyebilmek için durmaksızın çalışmasına şahit oluruz. Bir yandan yaşam mücadelesi veren Elmas, bir yandan da kendisine rahat vermeyen köyün delikanlılarıyla mücadele halindedir. Bir kadının, üstelik de dul bir kadının tek başına verdiği zorlu yaşam mücadelesini izlediğimiz “Kurbağalar”, kadının toplumdaki yeri ve bireyselliğine dair etkileyici bir portre ortaya koyar.
Bir “Kadınlık” Hikâyesi
Yönetmenliğini Bilge Olgaç’ın yaptığı “İpekçe” (1987) filmiyle devam ettiğimiz sinema buluşmalarında bu kez bir tırla şirin bir köye getirilip bırakılan, beline kadar uzanan ipeksi saçlarıyla çevrenin dikkatini çeken gizemli bir kadının hikâyesine dahil olduk. Uzun sarı saçları nedeniyle köylülerin bakışında saflığı, güzelliği, başkalığı temsil eden ve bu nedenle de ona İpekçe ismini taktıkları kadını canlandıran Perihan Savaş’ın performansını hayranlıkla izledik. Bilge Olgaç’ın bugün bile geçerliliğini koruyan aidiyet ve kimlik üzerine kurulu “kadınlık” hikâyesini, henüz erkeklerin dünyasından ibaret olan sinemada, bir kadın olarak sunan bakış açısı filmi daha da kıymetlendiren bir unsurdur.
Biri İçin “İşe Yarar Bir Şey” Yapabilmek
Yaz sıcağını O-Ofis’in terasında ferahlatan sinema buluşmalarımızın üçüncü durağı Pelin Esmer’in yönetmenliğini yaptığı “İşe Yarar Bir Şey” (2017) oldu. Yıllar sonra eski bir okul arkadaşının çağrısıyla İzmir’e giden şair Leyla (Başak Köklükaya), tren yolculuğu sırasında, bir hastaya ötanazi uygulama kararıyla yüzleşen hemşire Canan (Öykü Karayel) ile karşılaşır. Bu rastlantı, her iki kadının da hayatlarını derinden etkileyen bir içsel yolculuğa dönüşür ve onları kendi hayatlarını sorgulamaya yönlendirir. Bu sorgulama, iki kadın karakterin, insanın kendi kaderini belirlemesi konusunda büyük bir yüzleşmeyle karşılaşmasına vesile olur.
Var Olan Tüm Kabulleniş ve Algılara İnat
Son filmimiz Mustafa Nuri‘nin yazıp yönettiği “Vücut” filmi oldu. “Vücut”, insanın bedeniyle olan sorgulanmaya açık ve çarpıcı ilişkisini, bu sorgulamayı belki de en çok yapacak olan bir karakterin merkezinden ve onun yaşamaya çalıştığı aşk hikâyesi üzerinden anlatıyor. Toplumun kadına bakışının yanı sıra kadının, kadına olan bakışına da değinen film, oyunculuklarıyla ön plana çıkıyor.
Filmin başrolünde yer alan başarılı oyuncu Hatice Aslan’ı da ağırladığımız şahane bir geceyle sinema buluşmalarımızı yaz dönemi için sonlandırmış olduk.
