İlgilendiğiniz Hizmet*
KVKK ONAYI*

O-OFİS’TE “360 DERECE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK” SERİSİ BAŞLADI!

Şehrin en yeni etkinlik alanı O-Ofis Etkinlik Alanı’nı kurarken nefeslenecek yeni bir kültür-sanat merkezi inşa etmenin yanı sıra toplumsal hayata katkı sağlamayı ilke edinmiş ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etme hedefini koymuştuk. Bu bilinçle, 2025 yılı boyunca kurumsal vizyonumuzun temasını “sürdürülebilirlik” odağında şekillendirme kararı aldık.

 

Neden Sürdürülebilirlik?

Sürdürülebilirlik, doğal kaynakların, çevrenin ve toplumun uzun vadeli sağlığını koruyarak bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin de kendi ihtiyaçlarını karşılama hakkını gözeten bir anlayıştır. Bu kavram, salt çevresel hassasiyetten ibaret olmayıp ekonomik dayanıklılığı, sosyal sorumluluğu ve uzun vadeli değer yaratmayı da kapsayan bütünsel bir yaklaşıma sahip. O-Ofis olarak, 2025 yılı boyunca, kurumların da sorumluluk alması gerektiğine inanarak, bu yaklaşımı benimsemeyi hedefliyoruz.

 

 

  • Sürdürülebilirlik, çevresel etkilerin ötesinde; şirketlerin uzun vadeli değer yaratabilme kapasitesidir.
  • Kurumsal sürdürülebilirlik, bu hedefleri iş süreçlerine entegre etmekle başlar.

 

 

Birey, Kent, İş Yaşamı / Sürdürülebilirlik Her Yerde

“360 Derece Sürdürülebilirlik” ismini verdiğimiz serinin ilk etkinliğinde Grey Dergi ile bir iş birliğine imza attık ve bireyden kente, iş yaşamından doğaya uzanan bir sürdürülebilirlik yolculuğuna çıktık.

Serinin ilk buluşmasının ana başlığını “Birey, Kent, İş Yaşamı / Sürdürülebilirlik Her Yerde” olarak belirledik. “İş, kent ve bireysel yaşamda sürdürülebilirlik”; çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkelerini farklı düzeylerde ele alan bir konu.

 

 

Toplumsal farkındalık, çevresel bilinç ve bireysel dönüşümün kesişiminde, sürdürülebilirliği farklı perspektiflerden ele aldığımız bu ilk etkinliğimizde Hero Academy Kurucusu Selma Kahraman, Nefes Koçu Evren Öçbe, Rengin Anaokulu Kurucusu Fatih Uykun ve Yüksek Peyzaj Mimarı Elif Sancaklı’yı uzmanlaştıkları alanlardaki bilgilerini ve deneyimlerini bizlerle paylaşmaları için O-Ofis Etkinlik Alanı’nda ağırladık.

Selma Kahraman, iş yaşamında sürdürülebilirliği değer odaklı bir yaklaşımla ele alıp, bireyden topluma uzanan dönüşümün ipuçlarını aktarırken; Evren Öçbe, “Gerçek değişim içeriden başlar!” mottosuyla beden-zihin dengesi ve nefes farkındalığıyla bireysel sürdürülebilirliğe dair ipuçlarını paylaştı.

Fatih Uçkun, doğa temelli eğitimle öğrencilerine çok küçük yaşta sürdürülebilir yaşam bilinci kazandırmanın yollarını kendi deneyimleriyle aktarırken; kendi tezini referans alan Elif Sancaklı, iklim değişikliği odağında SEKA Park’ın karbon ayak izini analiz ettiği çalışmasını ve kentsel ölçekte sürdürülebilirliğe dair çözüm önerilerini dile getirdi.

Toplumsal farkındalık, bireysel dönüşüm, doğa temelli eğitim ve kentsel sürdürülebilirlik üzerine ilham veren bu seriye, farklı disiplinlerdeki çalışmalarla devam etmeyi ve bu yelpazeyi daha da genişletmeyi diliyoruz.

 

17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü

 

Birleşmiş Milletlerin, dünyadaki çölleşme ve kuraklık riskine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla 1994’te aldığı bir kararla 17 Haziran, Dünya Çölleşme İle Mücadele Günü ilan edilmiştir. Çölleşme ve kuraklık, günümüz dünyasında yaşamı tehdit eden en önemli unsurların başında yer almakta. İklim değişikliği sorunu da çölleşme ve kuraklıkla bağlantılı olup artık küresel bir sorun haline gelmiştir. Uzmanlara göre iklim değişikliğinin tetiklenmesi, çeşitli insan faaliyetleri neticesinde sera gazı salınımının artmasıyla gerçekleşmektedir.

Ekonominin sürdürülebilirliği, sosyal ve kültürel yaşam kalitesinin artması, her alandaki kalkınma ancak ve ancak doğayla kurulacak doğru bir iletişim sayesinde gerçekleştirilebilir. Bunu da bilinçli bireyler olarak öncelikle sürdürülebilir yöntemlere geçiş için baskı yaratmakla ve bu konudaki taleplerimize dair ısrarcı olmakla sağlayabiliriz.

 

Doğal Alanlarımızı Kaybediyoruz!

Son 70 yılda mera alanlarımızın yarıdan fazlasını, sulak alanlarımızın ise %60’ından fazlasını kaybettik. Yanlış su yönetimi nedeniyle, su kaynaklarımız da azalıyor. Neredeyse bütün akarsularımız ve göllerimiz kirlendi, yeraltı sularımız ise bitme noktasına geldi.

Yangınlar, madencilik faaliyetleri, alt yapı yatırımları ve yapılaşma nedeniyle orman alanlarımız daralıyor ve verimi düşüyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün resmi verilerine göre 2005 yılında Türkiye ormanlarından elde edilen odun 13,9 milyon metreküp iken, bu rakam 2022 yılında 37 milyon m3’e ulaşmıştır. Bu değer, olması gerekenden %50 daha fazladır.

 

Bu Gidişat Sürdürülebilir Değil!

Kuraklık oluşumunda insan etkisi, başat faktörlerden biri. Doğal yaşam alanlarında meydana getirdiğimiz tahribat, özellikle ormanların yok edilmesi nem dengesinde büyük kayıplara, ekolojik dengenin de alt üst olmasına sebebiyet vermekte. Bunun dışında kuraklığın nedenlerini daha detaylı bir şekilde ifade etmek istersek şu maddelerin ön plana çıktığını görebiliriz.

  • Yeraltı sularının kirletilmesi ve kaynakların kurutulması.
  • Temiz su kaynaklarının bilinçsizce harcanması.
  • Ağaçların kesilmesi, ormanlık alanların yok edilmesi.
  • Sürekli doğal su kaynaklarının kullanılması.
  • Atık suların geri dönüşümünün yapılmaması.
  • Sanayi atıklarının doğaya atılması.
  • Yağmur çeken bitki örtüsünün yok edilmesi.
  • Sanayi tesislerinde geri dönüşüm sisteminin olmaması veya yeterince önem verilmemesi.
  • Verimli toprakların yanlış şekilde kullanılması.
  • Tarım arazilerinde yapılaşmaya gidilmemesi.
  • Araba egzozları ve sanayi fabrikaları nedeniyle atmosfere sürekli zehirli gaz salınması.
  • Tüm bu zararlar neticesinde küresel ısınmanın hızlanması.

 

O-Ofis Olarak Misyonumuz

Bu olumsuz tablo karşısında “Neler yapabiliriz?” diye düşünecek olursak, en temel çözüm yolunun fidan dikmek olduğunu söyleyebiliriz. Hem en basit yöntem olarak hem de kaybettiğimiz ormanlık alanları yerine koyabilmek ve olanı da genişletebilmek adına ağaçlandırma yapmanın yaygınlaştırılması gerekmektedir. Ağaç demek, yağış demektir. Kuraklıkla baş edebilmek için de suya, yağmura ihtiyacımız var. Ayrıca orman, tüm canlılar -bitki, hayvan, insan, sayısız mikroorganizma- için hayati değere sahip bir yaşam alanı.

 

O-Ofis olarak orman varlığının arttırılmasına katkıda bulunmak ve “Birey, Kent, İş Yaşamı / Sürdürülebilirlik Her Yerde” ismini verdiğimiz ilk etkinliğimizde konuşmacı olarak bize destek veren uzman isimler Selma Kahraman, Evren Öçbe, Fatih Uykun ve Elif Sancaklı’ya anlamlı bir hediye sunabilmek maksadıyla TEMA Vakfı vesilesiyle, Giresun Yenice Hatıra Ormanı’na ikişer adet fidan bağışında bulunduk.

Kurucumuz Mine Ekdal, gelecek kuşaklara daha güzel bir çevre bırakmak üzere yaptığımız bu bağışın sertifikalarını, söyleşinin hemen ardından sahiplerine takdim etti.

 

 

O-Ofis olarak sürdürülebilir bir yaşamın sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz; doğayla uyumlu, bilinçli adımlar atmak ve geleceğe yaşanabilir bir dünya bırakmanın elimizde olduğuna da.

Enerji tasarrufundan geri dönüşüme, çevre dostu ofis çözümlerimizle doğaya saygılı bir çalışma ortamı sunmaya devam ediyoruz.

Serimizin “sürdürülebilirliği” için “Benim de bir katkım olsun.” diyorsanız, O-Ofis’i takip etmeyi unutmayın!

 

 

PAYLAŞ
WHATSAPP MESAJI